Gazino binasının mimarisini seven herkes yıllardır, şehrin simgesi olan ve şu an kötü durumda olan binanın onarılmasını bekliyorlar. Köstence’deki Gazino binası hakkında bir film çevrilirse, hasılatta rekor kırabilir. Defalarca yükseldi ve inişler yaşadı, hem zenginliği hem de fukaralığı gördü. Gazinonun sorunları proje halindeyken başladı ve halen devam ediyor. Dünyada eşsiz olduğundan, yerel makamalr için altın madeni olabilir.
Birinci Dünya Savaşında Gazino binası bombalandı ve ekonomik sıkıntılara rağmen onarıldı
Gazino binasının tarihinin tekrarlandığını söylemiştim. Birinci Dünya Savaşında şehrin en güzel binası hastane olarak kullanıldı. Gazino binasına bir bomda düştü ve hasar gördü. Onarılması çok zor oldu çünkü hastenelerin, okulların ve diğer önemli binaların kamu paralarıyla onarılmaları gerekiyorken, Gazinonun onarılması hoş karşılanmıyordu. Ekonomik durum şu an bile iyi değil ancak dünyada eşsiz mimariye sahip olan bu tarihi binanın onarılması bir önceliktir.
Gazino binası üç temeli olan dünyada tek bina
Proje aşamasından itibaren Gazino binası sorunlarla karşılaştı. Üç temeli olan dünyadaki tek bina olduğu için bu açıdan rakibi yok. Denizden çıkarılan topraklardan yapılmış bir burun üzerine yapıldı. İlk temelini mimar Daniel Renard tasarladı. Daha sonra Daniel Renard liberallerle birlikte şehrin yönetiminden ayrıldı ve muhafazakarlar geldiler. Belediye Başkanı İon Bănescu inşaatın devam etmesi için mimar Petre Antonescu’yu tercih etti. Onun vizyonu farklıydı, milli stilde farklı bir proje çizdi ve eserini hayata geçirmek için ikinci bir temel attı. Petre Antonescu yine çok güzel bir bina olan Sinaia şehrindeki gazino binasını yaptı. Görev süresi bitti, seçimler geldi, muhafazakarlar şehrin yönetiminden gittiler ve liberaller geldiler. Daniel Renard eserine devam etmesi için çağrıldı ve projesinin değiştirildiğini görünce „Temellerimi bozmuşlar!” diyerek üçüncü bir temel yapılmış. Bu da, Gazino binasını eşsiz kılan unsurlardan biri.
Köstence’deki Gazino binası denizden çıkarılan topraktan yapılmış bir burun üzerine yapıldı
Denizden çıkarılan topraktan yapılmış bir burun üzerinde yapılmış olduğu için Gazinıo binası dünmyada tek. Bu açıdan dünyanın hiçbir binası Köstence’nin mücevheri ile kıyaslanamaz. İşler başlamadan önce şehir yukarıda, şu an Regina Elisabeta Bulvarının olduğu yerde bitiyordu, şu an Gazino binası ve kordonun olduğu yer denizdi. Köstence sakinleri ve turistlerin severek gezidkleri kordon, zamanın Valisi Scarlat Vârnav’ın düşündüğü devasa bir proje oldu. Valinin hayal ettiği projeyi 1903 ılından itibaren hayata geçirmeye cesaret eden mimar ise, Anghel Saligny oldu. Gazino binasının önündeki kordonun yapılması için hem mimarın dehası, hem liman mühendislerinin tecrübesine, hem bu vesile ile limandan getirilen makinelere ihtiyaç duyuldu.
Gazino beğenilen bir bina olmadı, Renard’a sürekli hakaret edildi
Mimar Daniel Renard’a birçok laf söylendi. Gazino binasına önce profiterol dondurma, sonra cenaze aracı denildi. Gerçek bir karalama kampanyası yürütüldü. O zamanın insanları için fazlasıyla modernm bir binaydı. 1903 yılıydı, art-nouveau ise 19. yüzyılın sonunda Paris’te ortaya çıktı. Bu proje zamanın Avrupasında en ulaştı. Bu proje zamanın Avrupasında en yeni akımlarla birlikte gelişti. Bu yenilik, kendi ulusal mimarimizden çıkmayarak, modern stili beğenmeyen unsurların olduğu bir şehre geliyordu.
Gazino binası açıldıktan sonra hakaretler devam etti. Mimar Daniel Renard yaptığı binanın yüz yıl sonra Köstence’nin en güzel binası olarak kabul edileceğini bilseydi işi kesinlikle daha kolay olurdu.
Gazino binası, seçkin insanların balolara, kumar oynamaya veya tiyatro izlemeye geldiği yerdi
Geçtiğimiz yüzyılın başında hem yerlilerin hem turistlerin en gözde eğlencesi balolardı. Gazino’da insanlar dans ediyordu, sosyalleşiyordu, evlilikler planlanıyordu, çeşitli sosyal kesimlere ait insanlar tanışıyordu. Tiyatro oyunları bile vardı. Akustiğinden herkesin şikayetçi olmasına rağmen tiyatro için büyük bir salon vardı. Daniel Renard o zamanlarda babası Bükreş Opera binasını yapmış, önemli bir mimar olan ve yapılması gerektiğini çok iyi bilen Victor Ștefănescu’dan yardım aldı. Ancak akustik değiştirilemedi, sonuçta bir gazino idi.
Gazino’nun değişik saatlerde çeşitli faaliyetleri vardı
Köstenceliler ve turistler için buluşma yeri, gösteri, balo veya konferans mekanı olabiliyordu ancak kumar salonları ile gazino fonksiyonunu da devam ettiriyordu.
Köstence’nin Gazino binasında zaman içerisinde seçkin restoranlar, pastahaneler ve barlar bulundu. Yazar Cezar Petrescu’nun ”Întunecare” (Karanlık) romanı Köstence’deki Gazino binasında, Athénée Palace’dan gelen garsonların servis yaptıkları bir yemek ile başlıyor. Zamanın ünlü isimlerinin takıldığı, kıyafet ve takıların sergilendiği, modern ve aynı zamanda bohem bir yerdi. Bu iki koordinatta deman ederse, Gazino binası yapılış maksadına ulaşmış olur.
Halihazırda Gazino binası oldukça kötü durumdadır. Onarıma girecek binaya verilecek fonksiyonlara ve kâr getiren faaliyetler yapmasına ihtiyaç olup olmadığına yerel makamlar karar vereceklerdir.
0 Yorum